Ali Fuat Başgil, Gençlerle Başbaşa

ali fuat basgil

İlim, maalesef, ameli müstelzim değildir*. İnsan, mesela sigara ve içkinin sıhhat için ne kadar zararlı şeyler olduğunu bilir de bilgisiyle amel edip bu zararlı iptilalardan kolayca vazgeçemez. Zira ilmin kaynağı zeka, amelinki ise iradedir. İrade terbiyesi hakkiyle mahsul verebilmek için, ona erken başlamak lazımdır. İtiyatlar** kökleştikten ve huylar iyice yerleştikten sonra bu terbiye gayet güçleşmekte ve mahsul vermek için Eyüp sabrı istemektedir. (s. 11)

……..

Gönül ister ki, mekteplerimiz, ilkinden yüksek tahsilin sonuna kadar, derece derece gençlere öğrenme ve yetişme yolunda emniyetle yürümenin usulünü öğretsin; çalışıp muvaffak olmanın sırrını göstersin. Mektep bilgi imal eden bir fabrika halinde çalışmasın ve gençlerin yalnız zekaları üzerinde kalmasın, iradeleri üzerinde de dursun ve onların ruhi terbiyelerini yapsın, çünkü insanın kıymet ve kuvveti, bilgisinin genişliğinde olmaktan çok, benliğine sahip ve iradesine hakim olabilmesinde; iyi huylarında ve ruhi terbiyesindedir. İrade ve ruh terbiyesi ise, ayrı bir istir. Bu, ders ve kitap okuyup ezberlemekle elde edilmez. (s. 14)

*Bilmek ve yapabilmek ayrı şeylerdir.

**Alışkanlıklar

Son zamanlarda kitaplar üzerine fazla yazı yazamadığımın farkındayım. Aslına bakılırsa neredeyse her okuduğumla alakalı birşeyler karalamayı çok istiyorum. Ama, zamanımı ayarlamakta zorlanıyorum daha çok. Hala pekçoğu aklımda. Zaman bulursam paylaşmak istiyorum.

Bu kitabı da çok yakın bir arkadaşımın kütüphanesinden buldum. Küçük, ince birşey olması hasebiyle daha da dikkatimi çekti. Biraz içindekilere filan da göz gezdirince, ‘tam bana göre’ diye geçirdim içimden. Daha yeni başladım okumaya, henüz yazarın hayatını ve önsözünü bitirdim. Hemen oturup birşeyler paylaşayım diye düşündüm ardından.

Ali Fuat Başgil’den başarılı bir insan modeli olarak gençlere tavsiyelerde bulunması istenilmiş çeşitli zamanlarda. Başgil de daha sonraları bu seminer ve konferans konuşmalarını biraz daha geliştirerek yazıya aktarmış. Ve iyi ki aktarmış diyorum, bu vesile ile bizler de istifade edebiliyoruz bu zengin dimağdan.

Başgil yüksek tahsilini yurtdışında tamamlamış. Ardından Türkiyede çeşitli üniversitelerde akademisyenlik yapmış bir hukuk profesörü. Akademik dünyada ordinaryüslüğe kadar bütün merdivenleri tırmanan Başgil, hayatının ilerleyen safhalarını da siyasete adamış.

Başgil’in önsözünde en çok dikkatimi çeken- yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı üzere- iradenin terbiyesine yaptığı vurgu oldu. Birçok yerde ilim ile amel arasındaki sıkı münasebete dair pekçok şey okuyabiliyoruz. Pekala denilebilir ki pratik olmadan teorinin pek de fazla kıymeti harbiyesi yoktur. Öbür taraftan bunu çok iyi bilenlerde bile, bu mesele üzerinde kafa yoranlarda bile bu denklemin her zaman çok da sağlıklı olarak işlemediğini farketmekteyiz. Ve Başgil’e göre bunu aşmanın, bilgi ve aksiyon arasında tutarlı bir ilişki kurmanın yolu irade ve ruh terbiyesinden geçmekte. Aslında bu, bir yönüyle karakterli, kendisiyle barışık, içi-dışı bir insan olmanın da yolu aynı zamanda.

Şimdilik bu kadar gevezelik yeterli olsa gerek. İlerleyen kısımlarla alakalı düşüncelerimi de paylaşmak isterim, tabi uygun bir zaman ayarlayabilirsem.

Kaynak: Ali Fuat Başgil (2003) Gençlerle Başbaşa. İstanbul: Kubbealtı Neşriyatı; 34. Baskı.